Siz Rudo’yu
tanımazsınız. Ya da tanır mısınız bilmem. Aslında ben de tanımazdım. Bilmek.
Çoğu kere saçma geldiği için size fazla umursamadan yanından burun kıvırıp
geçmişsinizdir. İnsanın ilk andan beri aklında olan bir sözdür o. O geride
kalmış ama hep taşınmıştır. Taşınırken unutulmuş, buna aldırmamıştır. İnsan onu
sözle şekillendiremez. Ellerinizi bükseniz içe doğru ve sonra kolunuzu
kaldırsanız yukarıya ve çenenizle serçe parmağınıza değmeye çalışsanız dahi tam
olarak taklit edemezsiniz. Sizi tanıyorum ve bu yüzden net konuşuyorum. Rudo
iyi bir şeydir. Herkes biraz şeydir biraz da şey değildir. İzninizle bir köşeyi
dönüp geleceğim ve burada sizi bulacağım. (…) Evet. Buradayız ve buradasınız.
Size bakmama izin verdiğiniz ve size Rudo’yu anlatmama da izin verdiğiniz ve
burada olduğunuz için sonsuz teşekkürler.
Bir babayla tanıştım.
Gururluydu. Bazı uzuvları çalışmıyordu. Bu önemsizdi. Gözlerini bakmak için
kullanıyordu. İnsan bakabilir. Rudo bakmaz. Bir anne yanında duruyordu ve
yanakları kırmızıydı. Anne sonsuz kere anneydi ve Rudo anne değildir. Baba
olmayı isterseniz olun ve anne olmayı isterseniz olun ama olacak bir şey
bulamazsanız Rudo’yu örnek alın. O çok şeydir. Şimdi sessizce oturalım yere.
Bir koltuğa, kanepeye, divana ya da iskemleye gerek yok. Yer bizim bir
parçamız. O aslında bir tanıdığımız ve sizi çok seviyor şüphesiz. Biraz uzanın
ve beliniz yere temas etsin. Temas önemlidir. (…) Evet. Rudo temas etmez. O
kalıcıdır.
Ben kimim ya da
babalarımız nereden gelmiştir diye çokça sorup atalarınızla övünmüşsünüz ve bu
sağlam kaynak arama mücadelelerine girişmişsinizdir. Rudo için böyle sorunlar
yoktur. Onun sorunu yoktur. O sizin gibi sorular sormaz, bütün cevaplar
ondadır. Geceler boyu düşünen insanlar var ve düşsüz bir uykudur aslında
istekleri lakin musahip noksanlığı yaşadıklarından içlerindeki bitmez tükenmez
kaçıklıklarını geceyle boğmaya çalışırlar. Efsunlu bir karışım aradığınız
dostum. Yanlış. Buyurmaz mısınız? Su kadar arı olmalı çare. Çareler çetrefilli
olmaz. Rudo da saftır mesela.
Bir kelime başka bir
kelimenin tanımlayıcısı olabilir pekâlâ. Sizin önadınız nedir? Birçok tavsiye
verebilirim, bunları alabilirsiniz. Hayır. Karşılıksızdır. Kilo yapmaz.
Duralım.
(…)
Heidegger’i
tanıyorsanız ve Rudo’dan habersizseniz bu sizin ayıbınız değil. Ben ve benim
gibiler buradan kendilerine pay çıkarmalı. Özrümüzü kabul edin. Doğumlar ve
ölümler kadar temizdir niyetimiz. Kişi zamana değdikçe kaybolur. Sizden bir
ricamız Rudo’yu bir anla, takvimle sınırlandırmamanızdır. İşte bu
gerçekleştiğinde siz de anlatabileceksiniz. Çağrıya kulak verin. Kaybedenler
bölenlerdir şüphesiz. Bir toplam olarak varız. Avucunuzu açın ve bakın. Bir
kirpi hikâyesi duymuşsunuzdur.
Gayrimeskûn bir köyde başını arayan kirpi dereye atmıştır kendini. Başım
yoksa ben neredeyim, diye? Kirpinin aklına başını düşüren yılandır.
Bir türkü söyleyebilir
misiniz? (…) Elbette şaka.
İzninizle.
Rudo’yu unutmayın.
0/3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder