2 Ağustos 2015 Pazar

RUDO



Siz Rudo’yu tanımazsınız. Ya da tanır mısınız bilmem. Aslında ben de tanımazdım. Bilmek. Çoğu kere saçma geldiği için size fazla umursamadan yanından burun kıvırıp geçmişsinizdir. İnsanın ilk andan beri aklında olan bir sözdür o. O geride kalmış ama hep taşınmıştır. Taşınırken unutulmuş, buna aldırmamıştır. İnsan onu sözle şekillendiremez. Ellerinizi bükseniz içe doğru ve sonra kolunuzu kaldırsanız yukarıya ve çenenizle serçe parmağınıza değmeye çalışsanız dahi tam olarak taklit edemezsiniz. Sizi tanıyorum ve bu yüzden net konuşuyorum. Rudo iyi bir şeydir. Herkes biraz şeydir biraz da şey değildir. İzninizle bir köşeyi dönüp geleceğim ve burada sizi bulacağım. (…) Evet. Buradayız ve buradasınız. Size bakmama izin verdiğiniz ve size Rudo’yu anlatmama da izin verdiğiniz ve burada olduğunuz için sonsuz teşekkürler.
Bir babayla tanıştım. Gururluydu. Bazı uzuvları çalışmıyordu. Bu önemsizdi. Gözlerini bakmak için kullanıyordu. İnsan bakabilir. Rudo bakmaz. Bir anne yanında duruyordu ve yanakları kırmızıydı. Anne sonsuz kere anneydi ve Rudo anne değildir. Baba olmayı isterseniz olun ve anne olmayı isterseniz olun ama olacak bir şey bulamazsanız Rudo’yu örnek alın. O çok şeydir. Şimdi sessizce oturalım yere. Bir koltuğa, kanepeye, divana ya da iskemleye gerek yok. Yer bizim bir parçamız. O aslında bir tanıdığımız ve sizi çok seviyor şüphesiz. Biraz uzanın ve beliniz yere temas etsin. Temas önemlidir. (…) Evet. Rudo temas etmez. O kalıcıdır.
Ben kimim ya da babalarımız nereden gelmiştir diye çokça sorup atalarınızla övünmüşsünüz ve bu sağlam kaynak arama mücadelelerine girişmişsinizdir. Rudo için böyle sorunlar yoktur. Onun sorunu yoktur. O sizin gibi sorular sormaz, bütün cevaplar ondadır. Geceler boyu düşünen insanlar var ve düşsüz bir uykudur aslında istekleri lakin musahip noksanlığı yaşadıklarından içlerindeki bitmez tükenmez kaçıklıklarını geceyle boğmaya çalışırlar. Efsunlu bir karışım aradığınız dostum. Yanlış. Buyurmaz mısınız? Su kadar arı olmalı çare. Çareler çetrefilli olmaz. Rudo da saftır mesela.
Bir kelime başka bir kelimenin tanımlayıcısı olabilir pekâlâ. Sizin önadınız nedir? Birçok tavsiye verebilirim, bunları alabilirsiniz. Hayır. Karşılıksızdır. Kilo yapmaz.
Duralım.
(…)
Heidegger’i tanıyorsanız ve Rudo’dan habersizseniz bu sizin ayıbınız değil. Ben ve benim gibiler buradan kendilerine pay çıkarmalı. Özrümüzü kabul edin. Doğumlar ve ölümler kadar temizdir niyetimiz. Kişi zamana değdikçe kaybolur. Sizden bir ricamız Rudo’yu bir anla, takvimle sınırlandırmamanızdır. İşte bu gerçekleştiğinde siz de anlatabileceksiniz. Çağrıya kulak verin. Kaybedenler bölenlerdir şüphesiz. Bir toplam olarak varız. Avucunuzu açın ve bakın. Bir kirpi hikâyesi duymuşsunuzdur.  Gayrimeskûn bir köyde başını arayan kirpi dereye atmıştır kendini. Başım yoksa ben neredeyim, diye? Kirpinin aklına başını düşüren yılandır.
Bir türkü söyleyebilir misiniz? (…) Elbette şaka.
İzninizle.

Rudo’yu unutmayın.

0/3 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder