Merhaba ben kendim şairim. Bu yılların şairi. En çok kendim
hakkında konuşmayı severim. Anadolu’da doğdum. Sonradan geldim İstanbul’a
üniversite okumak için. O arada da birçok kulübe girdim çıktı.
Üniversitedeyken çok kısa film senaryosu yazıp çekmeye çalıştım. İran sineması
hakkında konuştum. Avrupa sinemalarından örnekler izledim festivallerde. Çok festivale
katıldım. Şehir Tiyatroları'nda birçok oyun gördüm. Kendimi iyi yetiştirdim
anlayacağınız. Ve artık şair olmalıydım. Oldum. Şair dostlarım da oldu. Dostlarım
beni öven ve gittiği her yerde benim şiirlerimden bahseden kişilerdir. Ben de
kendimi övmeyi severim. Bir kamu kuruluşundan maaş alırım. Maaşımla genellikle
kendi kitaplarımı bastırır ve kitapçılarda ısrarla arar, alırım. En çok kendi
şiirlerimi okurum. İki üç kişilik bir ortam oldu mu bir vesile, bir şiirimi
okurum. İlgi görürsem ezberden bütün şiirlerimi okurum. Bütün şiirlerim iyidir.
Onları ilhamla yazarım. İlham için depresyona girerim. Gittiğim birkaç mekân
vardır. Bunlar esnaftır ve bu dükkânları işletenlere ağbi, diye seslenirim ve
bu ağbilere şiirlerimde yer veririm. Bazılarına ithaf ederim. Sonra onlara da
gösteririm şiirleri ve bedava çay çorba içerim. Boş zamanlarımda fanzin
çıkarırım. İki sayıdan sonra sıkılırım. Merkez dergilerin her birinde birer
şiirim yayımlanmıştır. Tanıdığım editör üstadlarım da vardır. Ben de onları
överim. Şiirimi yayımlamayan dergiler hakkında ağır sözler söylerim. Arkadaş
arasında küfrederim. Blogumda ise daha edebi söverim. Sonuçta ben bir şairim.
Gönderdiğim dergiye göre uygun yazarlardan alıntılar yaparım. Epigrafsız
başlamam hiçbir şiire. Birçok yeni biçim denemişliğim vardır. Uzunca yazmaya
çalışırım, şey yani ilham öyle gelir. Uzun uzun gelir ilham. Her konuda şiir
yazarım, hatta aynı şiirin içinde birçok konuya girer çıkarım. Şiirlerimin
başladığını ve bittiğini anlamazsın ben de anlamam zaten, yani şey çok derin
oldukları için. Şiirlerim derindir. Herkesin anlamasını beklemem ama okumasını
isterim. En sevdiğim şair yoktur. En sevdiğim yazarlar vardır. Bunlar
Dostoyevski, Hegel, Kierkegaard, Schopenhauer, Camus, Kafka ve Oğuz Atay’dır.
Tanpınar’ı da severim. Onu ayrıca överim. Hepsinden birer parça okumuşumdur,
yani bilirim onlardan cümleler. Sohbet arasında sıklıkla vurgularım bu böyle
söyler, şu böyle demiştir, diye. Fazlaca kafkaeskimdir. Az sevgilim olmuştur,
bayağı az. Çirkin ama karizmatiğimdir. Bütün büyük şairler böyledir. Bazen
insanların içinde garip davranışlar sergilerim. Bütün büyük şairler ilginç
insanlardır. Garipliklerimi insanlarla paylaşırım. Twitter kullanırım. Beni
takip etmeyeni ben hiç etmem. Beni takip eden dostlarımı takip ederim.
Dostlarımın kimler olduğunu söylemiştim. Yakında üçüncü kitabımı bastıracağım,
yani üçüncü kitabım basılacak. Editör tanıdıklarımın olduğunu da söylemiştim.
Şiirlerimi okumanızı tavsiye ederim. Şiirlerimle ilgili güzel eleştiriler
yazmanız iyi olur. Hoşuma gitmeyen şeylere blogumdan edebi şeyler yazdığımı
söylemiştim. Yakında yine dergi çıkaracağım umarım bu sefer beş sayıyı geçerim.
En çok dört sayılık dergi çıkardım. Dergi temsilcisi olmak isteyen
arkadaşlar twitterdan mentionla şeyedebilir. Son olarak: artık şiir okunmuyor,
şiir kitapları basılmıyor, kimse dergi almıyor, ben de bir aşk romanı
yazacağım.
Sevgilerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder